Page 14 - İTU RSG
P. 14
röportaj - { kasım 2014 }
annem yapıyordu. Kendi evim var ve geliyorum dolapta annemin yaptığı yemekler, pişirmiş ve bırakmış. Kaç yaşına gelmişim, master bitmek üzereydi sanırım, Allah akıl vermiş
yani bir yemek yapamayacak mıyım diye başladım. Sonra yemekle ilgili
bir sürü kitap ve davet hayatıma girmeye başladı. Başlarken böyle bir kariyer hedefi koyduğumdan değil
artık yemeklerimi annem yapmasın ayıp oluyor diye çıkmıştım yola... Bir baktım ödüller alıyorum. Kitaplarımdan biri dünyanın en inovatif cookbook’u seçildi. Diğeri birkaç ödül birden aldı. Evet bir davet yapıyorum her yıl. Bu
da paylaşma isteğinden kaynaklanan bir şey. Ama tabii sınırlı sayıda
insana ulaştırabiliyorsunuz, daha çok kişiye ulaşması için kitaplaştırmam gerekiyordu. Yemekte anneannemden aldığım şeyler var. Çünkü çok yaratıcı ve anında bir şey tasarlayıp yapabilen öyle hoş bir kadındı. Ve çocukluğumu daha çok anneannemde geçirdim. İlk torun olduğum için biraz şımartılan çocuktum. Annemin sofraları düşünebileceğiniz en rafine, en sade sofralardı. En sade yemekleri yapardı. Anneanneminki ise farklıydı. Şimdi ben mesela annemin ıspanak salatasından çıkıp çilekli ıspanak yaptım. Herkes çilekle ıspanağı nasıl bir araya getirdin dedi. Annem vişne ile ıspanağı bir araya getiriyordu. Ve öyle bir salata yapıyordu. Vişneli ıspanak. Ben onu çileğin etrafını sararak başka bir şey yaptım...
Giysilerinizle birçok ünlü ismi giydiriyorsunuz yıllardır...
Gönül Paksoy koleksiyonundan ayrılmayan bir kitleniz var ama sadece takip edenler biliyor tasarladığınız giysileri...
Herkes böyle işlerle uğraşanların bir defile yapmasını bekler. Ben hiçbir zaman böyle bir şeyi düşünmedim çünkü hiçbir zaman moda olan
bir şey yapmadım. Moda ile ilgim yok. Japonlar benim yaptıklarıma şöyle bir isim koydu: “zamansız sadelik.” Japonya’daki sergimin ismi de zamansız sadelik oldu. Yaptığım işlere çok da yakıştı bu cümle. Onun için şimdi zamansız sadelik ya da daha önce kardeşimin önerisiyle “Koleksiyondan Kreasyona Gönül Paksoy” diyoruz. Mesela “koleksiyondan kreasyona boncuk”, “koleksiyondan kreasyona kostümler” gibi...
Peki bez bebeklerin hikayesi?
Bez bebekler çocukların bir
şeyler yapma isteğinden doğdu. Ben de çocukken her yaz bir
şey üretiyordum. Bazen ağaç kabuklarından ya da deniz kabuklarından heykeller, bazen bez bebekler falan... Kardeşlerimden birinin oğlu anaokuluna başlamıştı, çizdiği resimleri kullanarak
onlara kazak yapayım istedim
fakat o dönem işlerimin arasında onu planlayamadım ve onları
“Gönül’ün bez bebeklerindeki yaratıcılık ve renk, umarım çocuklarımıza yansır.”
14 İTÜ RSG | 11/2014


































































































   12   13   14   15   16