Page 19 - ITU RSG
P. 19
“Betonun ilk çağrıştırdıklarından olabilecek olan ‘ağırlık’ ve bununla birlikte ‘ağırlığına nazaran uygun fiyatlılık’ geleneksel mücevherin en temel özelliklerinden ‘yükte hafif pahada ağır’lığın tam karşısında duruyor. Takının bedene eklemlenenliği, bedenle birlikte olan gezginliği ve esnekliği,
onun hafifliğini tercih edilen bir özellik olarak gerektiriyor.”
seçtim, parçaları hazırladım ve onları birbirleriyle nasıl kompoze edeceğim üzerine düşündüm.
Beton mücevherler oluştururken çeşitli kalıplar kullanıyorsunuzdur. Bu kalıplar ile beton arasındaki etkileşim ve ayırma süreci
nasıl oluyor? Mücevheri en
etkili ve zararsız biçimde nasıl ayırıyorsunuz?
Sergide yer alan işlerin büyük bir çoğunluğunda, betonu sıvı haldeyken kalıplara dökerek çıkarttım. Çok az parçada kendi çizdiğim kalıbı yaptım. Kalıpların çoğu zaten elimde olan küçük küçük kaplardı ve bu kapların
birçoğu kendi çocuklarımın şurup kaşıkları. İki tane çocuğum var, biri yedi yaşında diğeri iki yaşında ve istisnasız yedi yıllardır defalarca doktora gittik. Bu bütün anne ve babaların zaten yaşadığı bir şey... Bir yandan sorguluyorsunuz ama öte yandan eliniz mahkûm gidiyorsunuz. Size bir sürü şuruplar veriliyor ve ben bir süre sonra “kaç mililitre” diye bir reaksiyon geliştirdim
yani artık doğrudan sorum olmuş “Kaç mililitre?” Mesela bu sergide bunun bir yansıması var. Çünkü bu yaşadıklarım hayatıma resmen bir çizik attı. Sergideki işlerden bir tanesi “iki buçuk mililitre” adında
01/2015 | İTÜ RSG 19


































































































   17   18   19   20   21