Page 18 - İTU RSG
P. 18
röportaj - { kasım 2014 }
ait kumaşlardı. Bunlara bazı aksesuar olabilecek malzemeler topladım. En az 500 farklı kumaş vardı. Çocuklar da atölyede kendi yaptıkları karakterler için kumaş seçtiler. Bebeklerin isimlerini de onlar koydular zaten öyle isimleri ben koyamam ancak Miro gibi biri koyabilir sanırım... Sonra bunların sayısı artmaya başladığında, bu defa başka bir şey oldu, bez heykellere dönüştüler. Doksan karakter
oldu. Sonra kitapları hazırlandı. Sergi yapalım istedik. Çok güzel
bir sergi oldu. Bunun ne kadar güzel olduğunu benim söylemem yeterli değil. O gün yazılanlara bakarsanız, hem gazetelerde hem bir anı defterinde, bu sergiyi hep tekrarlamak gereğini duyarsınız.
Bu öyle doğan bir sergi. Bir ay için açmıştık, üç buçuk ay kaldı. Ve İstanbul’un çok karlı bir kışındaydı. Neredeyse herkes buradaydı. Çocuklar, büyükler, okullar, bir sürü şey vardı. Hepsinin yazdıklarından çok etkilendim, doğru bir proje
yaptığıma inandım. Tema şuydu; “Yetenekler kaybolmasın, el verin çocuklara.” Çünkü gördüğümüzden daha fazla yetenekli insan var... Ama kimileri bazı imkanlara sahip oluyor ve birileri onların yeteneklerinin farkına varıyor ya da bazıları kendileri yeteneklerini keşfedebiliyor. Ama bazıları da hiç fark edilmeden kaybolup gidebiliyor. Ben bu projeyi yaptığım zaman eleştirenler de
oldu; “neden yakınındaki çocuklarla yaptı” diye... En yakınınızdakiyle başlamak kadar doğal bir şey yok. Ama o çocuklar olmasaydı zaten başka çocuklarla başlardım. Mesela Ali Poyrazoğlu deftere şöyle bir şey yazmıştı; “Gönül beni şaşırtmaya devam ediyorsun. Umarım bu bebekler hiç ayrılmazlar ve bir gün bir yerlerden yine bizimle bakışırlar.” Bir köşe yazısı da yazmıştı, çok güzel bir yazıydı. Mesela bir anaokulu öğretmeni Ankara’dan gelmiş sergiyi gezmek için, deftere çok başarılı bir proje olduğunu yazmış ve “Keşke çocuklarım da görseydi, Ankara’da
Prof. Dr. Nurhan Atasoy / Tarihçi, Yazar
Gönül Paksoy fevkalade özel bir insan. Türkiye’de böyle bir in- sanın yetişmiş olması hepimiz için gurur kaynağı. Çok yönlü bir sanatçı ve çok yaratıcı. Her neye elini sürse bir şey yaratıyor. Eline çöp verseniz, çöpü bile sanat eseri haline getirebilir. Ben bu kadar yaratıcı çok az sanatçı gördüm. Şimdi İTÜ’de bez bebekler sergisi açıyor ki bu ayrıca beni çok ilgilendiriyor. Gönül çocukları çok sever. Yeğenlerine fevkalade bağlıdır. Onları hakikaten elinde büyüttü. Ve onların yaptığı her şeye değer verdi. Yani Gönül’ün tabiatı budur. İnsanlara yaklaşır, onları dinler, anlamaya çalı-
şır. Çocuklara da aynı büyük insan muamelesi yaparak onlarla konuşur. Ve bu bez bebekler işte böyle bir yaklaşımın sonunda yaratıldı. Ve bunlara değer vermesi, saklaması, bir sanat eseri değerinde lanse edebilmesi işte bu da Gönül Paksoy ayrıcalığı... Gönül Paksoy elini yemeğe atar, sanat eseri çıkar. Gönül Paksoy
18 İTÜ RSG | 11/2014


































































































   16   17   18   19   20