Page 23 - İTU RSG
P. 23
biri 5, diğeri 7 yaşındaydı. Hemen herkesin söylediği bir şey var; “çocukları bu kadar ciddiye alıp, böyle bir proje yapmak herkesin yapacağı bir şey değil. Ne kadar şanslı çocuklar...” Belki ben de şanslı bir halayım ki bu resimleri yapabilen çocuklar var etrafımda. Başka çocuk aramak zorunda kalmadım. Şimdi bu sergide ne düşüneceklerini ben de merak ediyorum...
Son olarak İTÜ Rektörlük Sanat Galerisini bir sanatçı gözüyle değerlendirmenizi istesek...
Bir kere gecikmiş bir iş olarak görüyorum. Teknik üniversite gibi Türkiye’nin en köklü
üniversitelerinden biri... Mühendis olmak dünyadan soyutlanmak anlamına gelmiyor. Yani illa iki kere iki dört etmiyor her zaman. İnsan hayatında farklı şeylere
de yer olmalı. Umarım teknik üniversite örnek olacaktır diğer
çoğu üniversiteye... Resim ya da müzik, sanatın herhangi bir dalı
ile çocukların birleşmesinde yarar var. Sadece futbol seven insanlar yetiştiriyoruz; başka bir şey değil... Dolayısıyla çok olumlu bir şey olarak görüyorum. Umarım vazgeçmezsiniz. Gönüllüler var aranızda. Çok destek veren arkadaşlarınız var. sevgiyle yapıyorlar bunu. Öğrenciler de bunun farkında olsun...
11/2014 | İTÜ RSG 23
Prof. Dr. Gül İrepoğlu / Araştırmacı, Yazar
Çok büyük bir kültürel mirasımız var bizim. Bu değerli mirası çok iyi değerlendirmek gerekiyor. Değer üstüne değer katmak gere- kiyor. Bu da pek kolay bir şey değil. Yani bir şeyi alıp aynen koyar- sanız, taklit ederseniz, bu bir tasarım değildir. Ama bu mirastan esinlenerek yeni bir açılıma giderseniz yeni yeni tasarımlar ortaya koyarsanız işte budur yapılması gereken ve Gönül Paksoy bunu ya- pıyor. Gönül Paksoy bir moda tasarımcısı değil yalnızca. Bunun çok ötesinde modayı kendine merkez almış. Daha doğrusu giyim kuşa- mı diyelim. Çünkü onunki moda olarak da tanımlanamaz. Hepsi- nin ötesinde Osmanlı beğenisini, o atmosferi değerlendiriyor. Onu anlamış, özümsemiş ama asla taklit etmiyor. Kendinden çok yeni şeyler katarak tasarımlar yapıyor. Gönül Paksoy’un yaptığı sihirli bir dokunuş gerçekten. Tasarladığı giysileri giyen kişi bambaşka yerlere gidiyor, bambaşka havalara bürünüyor. Osmanlı’nın zarafe- tini alıyor, güzelliğini alıyor ama yine de çağdaş. Zaten bu büyük bir başarı. Böyle değerlendiriyorum ve Gönül Paksoy bu başarıyı uzun yıllardır sürdürüyor. 25 yıl, dile kolay. Kendini çok tekrarlamadan yeni tasarımlar ortaya koymak Gönül Paksoy’un yaptığı iş. Gönül Paksoy’un bez bebekleri de ünlü. Bez bebekler bir aile uzantısı aslında. Yeğenleriyle bağlantılı bir iş. Bana şunu söylüyor sanki bu bez bebekler; bir yaşama sevinci, o çocukluğu o saflığını en yalın biçimde yansıtmak ve kalıcı kılmak. Zaten bu serginin bir amacı da bu olmalı. Bir takım şeyleri kalıcı kılmak, insanların imgelemine bunları yerleştirmek ve insanları bir takım yenilikler düşünmeye yönlendirmek. Bez bebekler bunu yapıyor sanırım. Bu açıdan son derece ilginç ve başarılı buluyorum.
“Bez bebekler yaşama sevincini, çocukluğun saflığını yansıtıyor, kalıcı kılıyor.”


































































































   20   21   22   23   24