Page 13 - İTÜ Rektörlük Sanat Galerisi
P. 13
şöyle bir ideal ile Erzincan’dan
gelip İstanbul’a yerleşmişler; “Çocuklar üniversite mezunu olacak.” Dolayısı ile öyle bir mesleğe özenme, özendirme durumu hiç yoktu. Neredeyse yazları çalışmak bile yasaktı ki herhangi bir işe özenmeyelim, okuyalım diye. Bunun çok bilinçli bir karar olduğunu düşünmüyorum ama o zamanlar üniversite okumak bir sınıf atlama aracı ve işçi sınıfı için önemli bir mertebe. Başka şansınız yok yani. Bir de bence şöyle bir etki de var küçük çocukların arabaya merak saracağı vakitlerde bizim, babamın kullandığı kamyon veya otobüs evin önünde duruyordu. Benim için kamyon,
otobüs ulaşılamaz bir şey olmadı. Hep elimizin altında oldu. Ayrıca, babam kamyona binip gidiyordu, 2-3 ay sonra geliyordu. Dolayısıyla bu nedenle de ilgi göstermemiş olabilirim. Çocukken bir kez bile şoför olacağım diye düşünmemiştim ki babamla çok uzun yolculuklar yapmama rağmen...
Peki sanat eğitimi almaya nasıl karar verdiniz?
Güzel sanatlar eğitimi de çok planlanan bir şey değildi. İletişim okuyordum. Orada bir karanlık oda vardı. Okulu da pek sevmiyordum. Halkla ilişkiler okuyordum ve çok da bana göre bir iş değildi. Ama
03/2015 | İTÜ RSG 13