Page 44 - RSG_MAG_17_RO
P. 44

sanat hakkında - { şubat 2019 }
Resim 4:
Âdem ile Havva’nın Cennet’ten Çıkarılışı, Fuzuli, Hadikatü’s- Sühedâ, 18. Yüzyıl (Brosh ve Milstein, 1991, 8)
iki tasvir bunun dışındadır. Birinci- si İmam Rıza’nın tehditkâr bir şey- tandan deniz insanlarını kurtardı- ğu anın tasviri, diğeri ise Kerbela’da yaşayan Hüseyin’in tasviridir. Şii kökenli sahneler önce İmam Ali’nin mucizevi ve kahramanlık dolu hare- ketlerine adanmıştır. Hz. Ali her ne kadar Şiiler ile özdeşleşmiş de olsa Hz. Muhammed’in kuzeni, damadı ve ehl-i beyit’in bir üyesi olarak aşırı olmayan Sünniler arasında derin bir
saygı görmüştür. Hz. Ali’nin I. Ah- med Falnâmesi’nde bulunması Sün- ni seyirci için gelenek dışı değildir. Falnâme nüshasında ilk minyatür, Nakşi’ye atfedilen, ünlü İranlı şair Sadi’nin Çin’de başından geçen bir
maceranın resmedildiği minyatür- dür. (Ferhad ve Bağcı, 2009, 68-73) Hemen ardında da Nakkaş Hasan’a atfedilen, bu makalede incelediğimiz “Âdem ile Havva’nın Cennetten Çıka- rılması” minyatürü gelir.
Böylesi bir minyatüre bakan kişinin zihninde canlanan bütün anlatılar tasvirin sadece imge düzeyinde kal- masına engel olur. İmge aslında izle- yicinin zihnindeki hayallerin anah- tarıdır. Böylelikle tasvir-izleyici ve anlam boyutunun oluşturduğu deği- şik bir anlam düzeyi ortaya çıkar. Bir minyatürü ikonografik açıdan ince- leyebilmek için bu anlatı hazinesini bilmek ya da en azından buna aşina olmak gerekir. Böylesi bir ikonogra- fik yorumun yanı sıra tasvirin üre- tildiği çağın sosyo-kültürel açıdan bulunduğu duruma göre, minyatürü benzer konulu diğer minyatürlerle karşılaştırarak ya da sadece fal met- ni üzerinden daha değişik bir yorum- lamaya yönelmek de mümkündür. Nakkaş Hasan’a bu minyatür siparişi verildiğinde fal metni sanatçının ne çizeceğini anlatır ancak sanatçının kıssa hakkında bildikleri ve benzer tasvirleri de görmüş olduğu göz önü- ne alınırsa yarattığı kompozisyon anlam düzeyinde çok katmanlı bir yapı gösterir.
Sonuçta, “Âdem ile Havva” anlatıları dünya üzerinde çeşitli coğrafyalarda hâlâ varlığını korumakta olduğu dü- şünülürse bu konunun sanatçılar için ilham kaynağı olmaya devam edece- ğini ve farklı biçimlerde yorumlana- cağı aşikârdır. ■
44 İTÜ RSG | 02/2019


































































































   42   43   44   45   46