Page 16 - Demo
P. 16

röportaj - { ekim 2019 }
  16 İTÜ RSG | 10/2019
Ressam ve felsefeci olarak, bu iki anadal ile ilgilenmenizin avantajla- rı veya dezavantajları neler? Tümüyle kişisel bir mesele olarak, marifetin ötesinde bizatihi anlama odaklanma arzusu beni felsefe ve re- sim arasında, üniversiteden başlaya- rak, Boğaziçi ve Akademi arasında geçen bir tür iç içe dokuma pratiğine yönlendirdi diyebilirim. O nedenle de ortaya çıkan örgü elbette benim ha- yatımdır; dolayısıyla da hayata dair her şey gibi olumlu ve olumsuz özel- liklere sahiptir. Sanırım en temel ola- nı ne ressam ne de felsefe camiasıyla yeterince ve gereğince içli dışlı ola- mamamdır, çünkü bir alanın anlamı bana ancak diğerinden göründüğü için, aralarındaki, birinin diğerine dönüştüğü sınır, benim yaratım ve düşünce çadırımı kurduğum yurtsuz
yurdum haline gelmiştir diyebilirim. Yalnızlığın ne büyük bir hediye oldu- ğunu anlatamam ancak işte hayatta- ki her şey gibi hüznünü de neşesinin içinde taşır kaçınılmaz olarak.
Sanatçı Mahir Güven’in TRT2’de yaptığı programda sanatı, sanat ne değil ki diye tanımlıyorsunuz ve sanatın yapılıyor olması zaten bu tanımın bir cevabı diyorsunuz. Bu yanıt öncelikle bizi Duchamp’a gö- türüyor diye düşünüyorum. Duc- hamp, pisuarı yaptığında, dilbilim- sel olarak elle yapmak demek olan sanatı yadsıdığını ifade etmişti. Es- tetik değerleri de yerle bir ettiğini söylemişti. 20. Yüzyılda başından 21. Yüzyıla sanatın estetik değerleri yıkmak veya sanatı yadsımak üze- rinden nasıl yol aldı?






























































































   14   15   16   17   18