Page 17 - Demo
P. 17

 Duchamp, ilk kez Kübizmin Cezanne’dan mirasla oluşturduğu kav- ramsal espas (gördüğünü değil -görü- neni biçimsel olarak farklı bakış açıla- rına ayrıştırıp giderek bir işaret diline dönüştürerek- düşündüğünü yapmak) fikrinden hareketle Dada’nın “karşı- sanat” ilkelerini doğrudan sanat ya- pıtının varlığını sorgulayan radikal bir sürece uyguladı. Sonuç kaçınılmaz biçimde sanatı olabilirlik sınırlarına taşıdı. Böylece de sanat her şey olma imkânında hiçbir şey olmayı da göze almış oldu. O gün bu gündür sanat bu aporia’yı bünyesinde taşır; her şey olarak hiçbir şey. Duchamp’ın sanatla ilgili eleştirel yaklaşımının en değerli kısmı aslında onun bir alışkanlığa dö- nüşmesine karşı oluşudur. Buna karşı durabilmesi ise ancak bir düşünüre dö- nüşerek mümkün olabilirdi. Günümüz
sanatının temel sorunu sanatın üst düzey bir eğlence haline gelmiş olma- sıdır. Sanat artık ağırlıkla tekno-kül- türel kodlar üzerinden ve düşünce de- rinliğinden yoksun biçimci bir estetik anlayışıyla tümüyle kabullenilmiş bir dünya tasvirine hizmet etmektedir ve bilinir ki kültürel olan her şey esasen birer alışkanlıktan (habit; habitat, ha- bitus, habitue) ibarettir. Kültüralizmin sanat için özellikle özerklik ve özgürlük bağlamında ciddi bir tehdit oluştur- duğunu düşünüyorum. Eğer bir yapıt üzerine oturduğu temel dünya görüşü “başka bir dünya mümkün” ümidini örtük/açık bir biçimde kendisinde taşı- mıyorsa ben onun sanat olma imkânın da bulunmadığını düşünüyorum çün- kü sanat benim gözümde bizzat “ger- çekliği düşlemek” değilse zaten hiçbir anlama gelmiyor.
10/2019 | İTÜ RSG 17
































































































   15   16   17   18   19