Page 19 - Demo
P. 19

“İşte bir gelecek öngörüsü: 21. Yüzyılın sanatçısı yel değirmenini miğfer olarak başında taşıyan bir Don Quijote olduğunu anladığında trajedi ve komedinin birliğini fark edecek ve bunun dönüştürücü gücünü sanatının temel motivasyonlarından biri haline getirecek. İşte bir gelecek öngörüsü: 21. Yüzyılın sanatçısı yel değirmenini miğfer olarak başında taşıyan bir Don Quijote olduğunu anladığında trajedi ve komedinin birliğini fark edecek ve bunun dönüştürücü gücünü sanatının temel motivasyonlarından biri haline getirecek.”
 olarak sunmalı. Bu anlamda patafizi- ğin kurcusu olan “Kral Übü”nün yaza- rı Alfred Jarry’i burada özellikle anmak isterim. Kuantum evreni, diğer yandan karşıtlıklardan beslenen bir önceden be- lirlenmiş evren anlayışının insan için geçerliliğini yitireceği anlamına da gele- bilir. İşte bir gelecek öngörüsü: 21. Yüz- yılın sanatçısı yel değirmenini miğfer olarak başında taşıyan bir Don Quijote olduğunu anladığında trajedi ve kome- dinin birliğini fark edecek ve bunun dö- nüştürücü gücünü sanatının temel mo- tivasyonlarından biri haline getirecek.
Bazı Güzel sanatlar veya tasarım fa- kültelerinde sanat felsefesi dersinin olmamasını nasıl değerlendiriyor- sunuz?
Tarif ile tanım arasındaki farkın orta- dan kalkarak bilginin tümüyle bir yo- rum keyfiyetine dönüştürüldüğünü düşünüyorum. Oysa ancak tanımdan hareketle sanatın tanımının da aslında ancak yapıtla mümkün bir olgu olduğu anlaşılabilir/anlatılabilir. Sanatın bilgisi biliminkinden farklı olarak özne ve nes- ne ayrımından hareket etmez. Sanatta ‘ben’ her zaman bir başkasıdır; insan
kendisine bir başka yüzde olduğu gibi bir kül tablasında ya da bir sokak kö- peğinde de rastlayabilir. Bu nedenle de sanatın bilgisi onun kronolojik kültürel biçim ve tarzlarının tasnif ve tarifine indirgenemez; o her zaman bir iç içe geçme olarak insan olma tecrübesini tüm boyutlarıyla anlamaya çalışır.
Sanat Felsefesi ve Estetik adlı kitabı- nız basım aşamasında. Kitabın süre- cinden bahseder misiniz?
Konuyla ilgili daha önce hakemli ha- kemsiz dergilerde ve sempozyum kitap- çıklarında yayınlanmış özgün bilimsel makalelerin bir derlemesi olarak başla- yan, ancak doğrudan özellikle kuram bölümünün tümüyle yeniden yazılma- sıyla sonuçlanan, “Sanat Felsefesi ve Estetik Yazıları” adıyla çıkacak olan ve tümüyle kendi kendisini oluşturan bir kitapta söz ediyoruz aslında. ‘Kuram’, ‘eleştiri’ ve ‘düşünce notları’ndan olu- şan üç bölümüyle kitap kuramsal bir çerçeveyi eleştirel bir uygulama bağla- mına taşıyor ve sonunda da tefekkürün sınırlarına doğru biçimsel denemeleri de içeren radikal denilebilecek bir dü- şünce yolculuğuna çıkıyor. ■
10/2019 | İTÜ RSG 19



























































































   17   18   19   20   21