Page 19 - RSG_MAG_17_RO
P. 19
leme alınmıştır ve bunlar geçmişin ve çağın kayda geçirilmesi adına bü- yük hizmetlerdir. 1550 yılı civarında ise, saray tarihçiliği için bir “kadro” tahsis edilmiş ve şehnâmeci unvanı ile bir şair Osmanlı’nın resmî tarihi- ni yazmak üzere görevlendirilmiştir. Başlangıçta şehnâmeci tarafından yazılan tarih konulu eserler nazım bir mesnevi gibi, Farsça ve orijinal Şahnâme’nin vezninde kaleme alınır- ken, sonraları Türkçe ve nazım-nesir karışık şekilde yazılmaya başlanmış- tır. 1601’den sonra terkedilen bu kad- roya yaklaşık elli yıl içinde beş yazar tayin edilmiştir (Resim 7).
İlk Osmanlı saray şehnâmecisi olan Şirvanlı şair Fethullah Arif Çelebi (Arifî)’nin emrine kâtipler, ressam- lar verilmiştir ve şair Osmanlılar’ın tarihini beş cilt olarak planla- yarak yazmaya başlamıştır. İlk cilt bir peygamberler tarihi olan Enbiyanâme’dir (özel koleksiyon). İkinci ve üçüncü ciltlerin nerede ol- duğu bilinmemektedir. Dördüncü cilt Osman Gazi (s. 1299-1326) -I. Bayezid (s. 1389-1402) devirlerini konu alan Osmannâme (özel kolek- siyon), beşinci cilt ise I. Süleyman’ın saltanatını 1558’e kadar kapsayan Süleymannâme’dir (TSMK H. 1517). Son cildin altmış dokuz tasviri beş farklı nakkaşın elinden çıkmış gö- zükmektedir (Resim 8). Hattı, cildi, tezhipleri, tasvirleri bütüncül bir ba- kışla ele alındığında Süleymannâme, Osmanlı kitap sanatının ihtişamını ortaya koyan, “saray kalitesinde” bir el yazmasının temel niteliklerini ta- şımaktadır.
On altıncı yüzyılın ikinci çeyreğinde- ki musavver kitaplar arasında tarih ve edebiyat konulu eserler başta gelmek- tedir. Bu dönemde Osmanlı ile İran resmi birbirinden gittikçe farklılaş- makla birlikte sanatta etkileşim hâlâ devam etmektedir. İran bölgesinde üretilen eserler elçiler, şehzâdeler, vb. kişiler aracılığıyla saraya ulaşmakta ve ilgiyle karşılanmakta; saray nak- kaşhanesinde de farklı çevrelerden gelen sanatçılar görev yapmaktadır.
Resim 6:
İstanbul, Matrakçı Nasuh, Beyân-ı Menâzil-i der Sefer-i ‘Irakeyn, 1537, İÜK T. 5964, y. 8b-9a (Bağcı, vd., 2006, 75, no: 43).
02/2019 | İTÜ RSG 19