Page 32 - RSG_MAG_17_RO
P. 32
sanat hakkında - { şubat 2019 }
(Bağcı, 2006, 193)
İslâm kültürünü bilen ya da o kültür içerisinde yetişmiş olan bir okuyucu için bu minyatür “Adem ve Havva’nın Cennet’ten Çıkarılması”nı göstermek- tedir.1 Minyatürü izleyen kişi, ola- yı cennetin içerisinden görmektedir. Başlarındaki altın yaldız haleleriyle Âdem ve Havva ön planda ve nere- deyse minyatürün yarısını kaplaya- cak büyüklüktedir. Ortadan ikiye ayrılmış omuzlarına kadar inen saç- ları ile Âdem, uçları bağlı uzun saç- larıyla kulağında bir küpe bulunan eşi Havva’nın elini tutmaktadır. Sağ elini göğsüne kadar kaldırmış olan Âdem ileriye bakarken Havva yere bakmaktadır. Âdem adeta Havva’ya bir şeyler söylemektedir. İzleyicinin gözü, arka plandaki cennetin kapısı- na doğru kaydığında, önce yılan ve ardından cennetin kapısındaki tavus kuşunu ve son olarak cennetin bekçisi melek Rıdvan’ı görür. Cennet, revak- lı bir yapıyla sınırlandırılır; izleyici Âdem ile Havva’ya odaklanır. Bunun- la birlikte, minyatür, izleyicinin algı dünyasında birçok farklı dinî anlatı- ya da göndermede bulunur: Âdem ile Havva’nın cennette yaşarken oradan
çıkarılmaları, Şeytan’ın cennete gire- bilmek için yaptığı entrikalar, tavus kuşunun başına gelenler gibi... Böyle- ce ortaya çıkan imge, kolektif hafıza- da tanıdık izleklere dönüşür. Peki, bu imgeler zihinde nasıl bir anlam ağını bir araya getirmektedir? Bu tarz bir minyatürün ikonografik okunması, aynı konunun diğer semavî dinlerde- ki işlenişinin göz ardı edilmemesini gerektirir.
Âdem ile Havva minyatürü ile ilk kez karşılaşan izleyici burada İslâmî bir kıssanın anlatıldığını ön görebilir; fa- kat bununla birlikte Ortadoğu coğraf- yası içinde İslâmiyet’in ortaya çıkışın- da kendinden önceki dinlerin ortak literatürünün sürdürüldüğü de bilinen bir mevhumdur. Coğrafyanın, gnos- tik dinler açısından da zengin olduğu düşünülürse İslâm kültürüne giren bu gibi inanışları ayıklamak oldukça zor- dur çünkü bir süre sonra bu etkiler di- nin kendisinde varmış gibi kabul edi- lir. İslâmiyeti seçenler, kabul ettikleri bu yeni dinin esaslarını, emirlerini ve yasaklarını kendilerince Kur’an-ı Ke- rim dışındaki kaynaklardan tamamla- ma yoluna da gitmişlerdir.
32 İTÜ RSG | 02/2019
1 16. yüzyıl öncesine ait Âdem tasvirleri bulmak oldukça zordur. İslamî Fars dünyasında 13. yüzyılda yapılmış Manafi’ el-Hayvan’da çıplak bir kadın ve erkeğin olduğu bir tasvir bulunmaktadır. Metinden anlaşıldığına göre bu figürler Âdem ve Havva değildir; sadece iki cinsiyeti belirtmek üzere yapılmışlardır. 14. yüzyılda Birunî’nin El-Âsârü’l-bâkıye isimli eserinde Âdem ve Havva konusuna yakın bir tasvir bulunmaktadır. Bu tasvirde bir kadın ve erkek bir bahçede çıplaklarını gizlemeye çalışırken tasvir edilmişlerdir. Hemen yakınlarında ise geleneksel İslâm modasına uygun bir biçimde sarıklı ve bu çifte meyve sunan yaşlı bir adam bulunmaktadır. Tasvirin metni, İsrailiyat’ta geçen ilk günah olayı ile ilgili değil, Fars mitolojisinde anlatılan dünyanın yaratılışı ile ilgilidir. Buradaki yaşlı adam Ehrimen’i temsil etmektedir. Âdem’in yaratılışı ve cennetten çıkarılışı ile ilgili oldukça nadir ve ikonografik açıdan zayıf sayılabilecek minyatürlere en erken 14. yüzyılın sonunda rastlanır. Âdem ile Havva minyatürleri ikonografik açıdan iki biçimde karşımıza çıkar. Şeytan’ın Âdem’e secde etmeyi reddetmesi ve Âdem ile Havva’nın cennetten çıkarılması. Kompozisyon açısından bu minyatürler birbirlerine benzese de her minyatür ikonografik detaylarda farklılıklar gösterir (Brosh ve Milstein, 1991, 25-26).